Antik Roma Sanatının Zaman Kapsülü: Zeugma

8.02.2024

6 Dakika

Antik Roma Sanatının Zaman Kapsülü: Zeugma
 

Türkiye, insanlığın ortak mirasının en dikkat çekici parçalarından bazılarını topraklarında barındırır. Kıtaları birbirine bağlayan eşsiz konumu ve sahip olduğu doğal kaynaklar sayesinde tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu topraklarda, tıpkı bir zaman kapsülü gibi, insanlık tarihinden şaşırtıcı ve çok çeşitli parçalar bulunur. Büyük İskender’in generallerinden biri olan Selevkos Nikator tarafından MÖ. 300 yılında Fırat Nehri kıyısında kurulan ve sonraları önemli bir Roma kenti haline gelen Zeugma Antik Kenti de bunlardan biridir. Gelin, bu önemli örenyerini ve benzersiz kalıntılarını birlikte daha yakından inceleyelim.

 

İlk yıllarında kurucusunun ve kıyısında yer aldığı nehrin adlarının bir araya getirilmesiyle Selevkos Euphrates olarak anılan kent, Roma İmparatorluğu hakimiyetine girdikten sonra Zeugma adını alır. Latince “köprü, geçit” anlamına gelen bu isim, Fırat üzerindeki önemli geçiş noktalarından birinde yer alan kentin konumuna oldukça uygundur. Nehir sularının en sığ olduğu, dolayısıyla geçiş imkanı sunan noktalarından birinin kıyısına kurulan kent, günümüzde Belkıs Tepesi de denilen akropolden vadi tabanına uzanan yamaçlara inşa edilmiştir. Geçmişte bu tepenin zirvesinde ve akropolün tam merkezinde, bugün ise toprak altında olan bir Thyke Tapınağı yükselir. Roma Panteonu’nda Fortuna olarak anılan Thyke, Olimpos’un talihe hükmeden tanrıçasıdır. Antik Çağ’ın bu önemli geçidine en hakim noktalardan birinde yükselen tapınak, dönemin talihe çokça ihtiyaç duyan seyyahları için büyük anlam ifade etmiş olmalıdır. 

 

Gelelim Zeugma’nın dünyaca ünlü bir antik kent olmasının en önemli nedenine... Roma hakimiyetinde en haşmetli günlerini geçiren kent, imparatorluğun hem askeri hem de ticari merkezlerinden biri olur. Fırat Nehri kıyısındaki korunaklı konumu, Zeugma’yı Roma ordusunun zengin subayları ve varlıklı tüccarları için cazip bir yuva haline getirir. İmparatorluk’taki bu nüfuzlu kişiler, kentin Fırat Nehri’ne inen yamaçlarında kendilerine çok sayıda villa inşa ettirir ve bu villaların içini dönemin sanat anlayışını yansıtan mozaiklerle süsletirler. Bugün, içlerindeki benzersiz sanat eserleriyle birlikte bu villalardan ikisini yerinde görmeniz mümkün. 

 

Bölgede inşa edilen Birecik Barajı’nın suları altında kalmaktan büyük çabalar sayesinde kurtarılan Zeugma kalıntılarının bir kısmını ve Romalıların mitolojiyle iç içe geçmiş gündelik yaşamını yansıtan mozaiklerin çoğunu ise Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde görebilirsiniz. İsterseniz müzede yer alan dikkat çekici sanat eserlerinden bazılarına göz atalım. 

 

Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nden Dikkat Çekici Parçalar



Mars Heykeli

 

Yüksek bir kaide üzerinden ziyaretçileri selamlayan Mars Heykeli,  Zeugma Antik Kenti’nin önemli kalıntılarından biridir. Roma Panteonu’nun savaş tanrısı olan Mars’ın bu ünlü heykelinde, kentin işgal edilip yağmalandığı günden kalan bir yanık izi de bulunur. 

 

Çingene Kızı Mozaiği

 

Zeugma Antik Kenti’nin ve müzenin sembolü haline gelmiş olan bu muhteşem mozaik, resmettiği kadının kim olduğuna ilişkin gizemini hâlâ saklı tutmaktadır. Sanatçı bir çingene kızını mı yoksa tanrı ve tanrıçaların anası titan Gaia’yı mı betimlemiştir? Bu figürün bir kadın değil, Büyük İskender’in ta kendisi olduğunu düşünenler de vardır.

 

Akhilleus Mozaiği

 

Ünlü bir mitolojik sahnenin betimlendiği bu mozaik, Zeugma’nın öne çıkan eserleri arasında yer alır. Günümüze kadar oldukça iyi korunarak ve canlı bir görsellikle ulaşan mozaik, Troya Savaşı’ndan uzak dursun diye kadın kılığında saklanmaya zorlanan Akhilleus’un kimliğinin hileyle açığa çıkarıldığı anı betimler. Tasvirde bulunan diğer erkek figürü de mitoloji meraklıları için tanıdık bir isimdir: Kumpası planlayan uygulayan Odysseus.

 

Bullalar (Kül Mühür Baskılar)

 

Zeugma Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmalarında 100 bin bulla, yani kil mühür baskıya ulaşılır. Zeugma’nın çok önemli bir bürokratik ve ticari merkez olduğuna işaret eden bu kalıntılar, dünyanın en büyük bulla koleksiyonunu oluşturur. 


UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde yer alan Zeugma Örenyeri’nde, görülmeye değer daha pek çok eser bulunuyor. Ancak Romalıların evlerini süsleyen ve birçoğu mitolojik sahneler ile karakterleri resmeden Zeugma mozaikleri ve Zeugma Müzesi dahi bu tarih ve kültür alanını başlı başına kaçırılmaması gereken bir ziyaret noktası haline getiriyor.

Menu
English
Giriş