Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde Görmeniz Gereken 5 Eser

7/7/23

5 Minute

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde Görmeniz Gereken 5 Eser

Birbirinden güzel plajları, antik kalıntıları ve ilgi çekici tarihiyle Bodrum, Türkiye’nin en popüler turizm merkezlerinden biri. Bodrum’a popülerliğini sağlayan unsurlardan biri olan tarihi ise oldukça ilgi çekici. Binlerce yıl boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Bodrum’u korumak da antik dönemlerde oldukça zordur. Bu sebeple St. Jean Şövalyeleri’nin Kalesi olarak inşa edilen ama günümüzde Bodrum Kalesi adıyla bildiğimiz ihtişamlı kale inşa edilir. 

Yedi kapıdan geçilerek ulaşılan iç kalesi ve ihtişamlı yapısıyla Bodrum’un güvenliğini sağlayan kale, 19. yüzyılın sonunda işlev değiştirir ve sağlam yapısı sebebiyle hapishaneye dönüştürülür. Günümüzde ise Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak ziyaretçilerine kapılarını açan kale, 2016 yılında UNESCO Dünya Miras geçici listesinde kendine yer bulur. Kalenin çok katmanlı tarihi yapısının bölgenin sualtı buluntularıyla birleştiren Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde mutlaka görmeniz gereken eserleri sizler için derledik!

Serçe Limanı Batığı 

Serçe Limanı Batığı

Bodrum Sualtı Arkeolojisi Müzesi oldukça zengin bir batık gemi koleksiyonuna sahiptir. Serçe Limanı Cam Batığı Sergi Salonu’nda sergilenen batık, MS 11. yüzyıla tarihlenen, Marmaris Serçe Limanı’ndaki doğal bir koy içerisinde batmış olan Bizans gemisine aittir. Geminin ana kargosu tonlarca ham ve hurda camdan oluşur. Bu camlar geri dönüşüm için kullanılır ve bunların yanı sıra bir milyona yakın kırık cam parçasının birleştirilmesiyle binlerce cam kap ortaya çıkarılır. Sergilenen eserler arasında gemi ile cam eserlerin yanı sıra altın İslami ve bakır Bizans sikkeleri, Bizans ve İslami terazi ve ağırlıkları, kurşun mühürler, mızraklar, kaplar gibi yüzlerce farklı eser yer almaktadır. İçerisindeki değerli buluntular ile Serçe Limanı Batığı, Orta Doğu ile Avrupa arasındaki ticaret yolunu 11. yüzyıldan bugünlere taşır.

 

Uluburun Batığı

Uluburun Batığı

Müzenin en ilgi çekici ve önemli bir diğer batık gemisi ise dünya çapında da oldukça iyi bilinen Uluburun’dur. Bulunduğu yer sebebiyle “Uluburun” adını alan bu geminin tarihi Tunç Çağı'na kadar uzanmaktadır. Gemi, bulunduğu dönemin deniz ticareti ile ilgili çok değerli bilgiler taşımaktadır. 10 ton bakır ingot ve 1 ton kalay, geminin ana yükünü oluşturur. Gemide bulunan cam külçeleri tarihte bilinen en eski cam külçelerini oluşturmaktadır. Ayrıca 150 adet kil kavanoz, tunç aletler, devekuşu yumurtaları, mühürler, heykelcikler de gemiden çıkarılan kalıntılar arasında yer almaktadır.

 

Gemide Mısır Kraliçesi Nefertiti’ye ait bir mührün de bulunması, geminin Mısır Kraliyet Gemisi olduğu yönünde atıfların da yapılmasına neden olur. Batık, Akdeniz'in en önemli Geç Tunç Çağı buluntularından biri olarak kabul edilmektedir. 

 

Bozukkale Batığı

Bozukkale Batığı

Müzenin Bozukkale Batığı Salonu’nda,  Bozukkale Mevkiinde, 30-47 metre arası derinliklerde bulunan gemi batığından çıkarılan eserler sergilenmektedir. Arkaik döneme tarihlenen Bozukkale Batığı’nı Ege ve Akdeniz’de bulunan bütün batıklardan ayıran önemli bir özelliği bulunur: 300’den fazla mortarium’dan (havan) oluşan kargosu ve Akdeniz’de bilinen ilk ve tek pişmiş toprak ve kireçtaşı heykel grubunun bu batıktan yer alması.

 

Genellikle baharat ve tahıl ezme ve öğütme için kullanılan mortarium tipi geniş ve büyük tabaklarla aynı zamanda kutsal alanlara yiyecek sunusu yapıldığı da düşünülmektedir. Geminin özel bir kargo taşıdığı ve bu heykellerin tapınakları sunularak götürülen adak heykelleri olduğu belirtilmektedir. 

 

Yassıada Batıkları

Yassıada Batıkları

Yassıada Batıkları’ndan çıkarılan eserlerin yer aldığı salonda MS 5.yy. Geç Roma Batığı, MS 7.yy. Bizans Batığı ve MS 16-17.yy. Osmanlı Batığı’na ait eserler sergilenmektedir. Birbirinden yüzyıllarla ayrılan üç gemi aynı kaderi paylaşmış, Yassıada kayalıklarında altlarını parçalamış ve batarken, biri diğerinin üzerine yerleşmiştir: Roma dönemi, Bizans dönemi ve Osmanlı dönemi batıkları. Bizans batığının bir kısmının 1/1 ölçeğinde bir kopyası, buluntularıyla birlikte, salonda sergilenmektedir. Sergide yer alan kopyanın baş kısmı ise su altındaki şekliyle gösterilmektedir. 

 

Amforalar ve Çömlekler 

Amforalar ve Çömlekler

Batık gemilerden çıkarılan eserlerin büyük bir çoğunluğunu amforalar oluşturur. Peki amfora nedir?  Amfora, en genel tabiriyle, antik çağda şarap ve zeytinyağı gibi gıda maddelerinin depolanması ve taşınması için kullanılan, iki dikey sapı olan bir küptür. Amfora, ismini tam da bu şeklinden alır. Kelime kökeni olarak çift taraflı ve taşımak anlamındaki sözcüklerin birleşiminden oluşur. 

Çeşitli dönemlere, bölgelere ve kültürlere ait amforalar farklı özellikler gösterirler. Bu amforaları incelemek ve farklarını görmek isteyenler için Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi sahip olduğu zengin koleksiyonuyla eşsiz bir deneyim sunar. Amfora sergisinde MÖ 16. yüzyıldan MS 12. yüzyıla uzanan farklı dönem ve bölgelere ait amforaları görmek mümkündür. 

Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi; tarih, arkeoloji veya deniz yaşamı ile ilgilenen herkes için mükemmel bir deneyim sunuyor. Müze, ziyaretçilerine bölgenin geçmişine ve dalgaların altındaki dünyaya karşı unutulmaz bir bakış sunuyor. Mutlaka görmeniz gereken eserlerin batıklardan nasıl çıkarıldığını ve müzeye olan yolculuklarını merak ediyorsanız Turkish Museums YouTube kanalında yer alan “Uncovering the Underwater Archeology: Write a Story” adlı videomuzu izleyebilirsiniz.

Menu
English
Login