2/4/22
5 Minute
Şiirler, şarkılar, efsaneler… Birçoğu aşk hakkındadır. İnsanlık tarihinin başından beri hayatımızın önemli bir parçası olan bu güçlü duygu uğruna neler yapmıyoruz ki? Kimi zaman mantık çerçevesinin dışına çıkmadan anlatıyoruz sevgimizi. Ama bazen sınır tanımıyoruz sevdiklerimizi mutlu edebilmek için. Çılgınca planlarımız, akla hayale gelmeyen sürprizlerimiz de olmuyor değil. Peki ya siz; siz de sınırları zorlamayı sevenlerden misiniz konu aşka gelince?
Şimdi sizden aşk için yaptığınız en büyük sürprizi hatırlamanızı isteyeceğiz. Yaptığınız sürprizin, en iyisi olduğunu düşünüyorsunuz değil mi? Peki ya size Marcus Antonius’un Kleopatra’yı mutlu etmek için, Mısır’dan, Sedir Adası’na bir kumsalı dolduracak kadar kum getirttiğini söylesek… Fikriniz değişir mi? Bu “romantik” hediyenin hikayesini elbette anlatacağız fakat öncesinde gelin Antonius ve Kleopatra'nın aşk hikayesine ev sahipliği yapan Sedir Adası’nın muhteşem tarihine bir göz atalım.
Adanın isminin antik çağlarda Kedrae veya Ceadrae olduğunu biliyor muydunuz? Ceadrae, aslında okunuşundan da anladığınız üzere bize pek yabancı bir sözcük değil. Evet doğru tahmin ettiniz, ceadrae sedir ağacı anlamına geliyor. Her ne kadar günümüze kadar ulaşamamış olsalar da adanın antik çağlarda sedir ağaçlarıyla kaplı olduğu biliniyor ve Sedir Adası ismini bu güzel kokulu ağaçlardan alıyor. Sedir Adası’nda artık bu hoş kokulu ağaçların olmadığını söylediğimiz için sakın hayal kırıklığına uğramayın. Sedir ağaçlarının yerini en az onlar kadar güzel olan bir maki örtüsü, zeytin ağaçları ve çam ağaçları almış durumda. Tabii adanın güzelliklerini sadece ağaçlarıyla sınırlandırmak olmaz. Adanın tarihi güzellikleri de dikkate değer.
Marmaris yakınlarında bulunan ada, Helenistik döneme ve öncesine dayanan surlara ev sahipliği yapıyor. Üstelik bu surlar adanın kuzeyini ve güneyini çevreleyecek kadar uzun ve görkemliler. 2500 kişilik kapasiteye sahip olan antik tiyatro, adanın ayakta duran ve en dikkat çeken yapısı. Aynı zamanda bu tiyatro, Rodos’un karşı yakasında bulunan en büyük üç tiyatrodan biri olma özelliğini taşıyor. Doğal güzellikleri, surları, tiyatrosu ve keşfedilmeyi bekleyen güzellikleriyle ziyaretçilerin ilgisini çeken Sedir Adası’nın en bilinen yeri ise elbette Kleopatra Plajı… İşte yazımızın başında bahsettiğimiz ve kıtalar arası yolculuğa çıkan kumların yeni evi olan plaj da bu. Bu plaj güzelliği ile ünlü Kleopatra’ya bir hediye. Adayı kısaca tanıdığımıza göre, gelin kalpleri ısıtacak bir aşk hikayesine geçelim şimdi; Kleopatra Plajında somutlaşan Antonius ve Kleopatra’nın dillere destan aşkının hikayesine…
Marcus Antonius, Antik Roma’nın Triumvir adıyla anılan üçlü hükümdarlık döneminde doğu bölgelerin yönetimini alarak Tarsus’a gider. Efsanelere göre o gün, hayatının aşkı olan Mısır Kraliçesi Kleopatra ile buluşacak ve hayatı büyük ölçüde değişecektir. Fakat Antonius, bunun farkında değildir. Hangimiz hayatımızın aşkıyla tanışacağımız o günün farkında oluruz ki?
Başlangıçta Antonius ve Kleopatra için önemli olan ortak siyasi çıkarlarıdır ve aşk aslında söz konusu değildir. Kleopatra, kaybettiği toprakları kazanmak, Antonius ise İran’a yapacağı saldırıda yanında güçlü bir müttefik bulundurmak istemektedir. Gelecekte destansı bir aşka dönüşecek bu birliktelik, ilk başta sadece politik bir birliktelikten ibarettir fakat ikisinin de planlamadığı ve her şeyi değiştirecek bir şey vardır: Aşk. İkilinin arasında başlayan ve zaman geçtikçe büyüyecek olan bu aşk, zamanı geldiğinde aileleri ile yaşayacakları fikir ayrılıklarına da sebep olacaktır. Fakat hepimiz çok iyi biliyoruz ki aşkın gözü kördür.
Uzun yıllar sürecek ve dilden dile dolaşan bir aşk hikayesine dönüşecek olan bu beraberlik, gün geçtikçe güçlenir. Birlikte geçirilen aşk dolu anlar, tatiller yerini muhteşem anılara bırakmak için gün sayar. Bir gün, Sedir Adası’na giden çift, hafızalarından silinmeyecek bir tatil geçirir. Aşk, doğa, muhteşem bir deniz… Eksik olan ise yalnızca tek bir şeydir: Kum. Hemen hemen her şeye sahip olan Sedir Adası, altın kumların serin sularla buluştuğu bir sahile sahip değildir. Bu durum Kleopatra’nın canını epey sıkmış olacak ki konu hakkındaki düşüncelerini Antonius ile paylaşır. Antonius ise aşık olduğu kadının bu serzenişine kayıtsız kalamaz ve destanlara konu olacak o hediyeyi Kleopatra’ya sunar.
Antonius, Sedir Adası’na kum taşıtarak adaya bir sahil yaptırır. Kulağa çılgınca geldiğinin ve “Peki, ama nasıl?” diye sorduğunuzun farkındayız. Hemen cevaplayalım: Toplamda 60 gemi ile Mısır’dan taşınan kumlar, yeni evlerine, Sedir Adası’na doğru yol almaya başlar ve ada sonunda plajına, Antonius’un aşkı için imkansızı başardığı Kleopatra da isteğine kavuşmuş olur.
Efsaneler, Sedir Adası’nın eşsiz sahilinin bu şekilde oluştuğunu söylemekte fakat bu sahilin eşsiz olmasının başka sebepleri de var. Sahili oluşturan her bir kum tanesi aynı boyda ve aynı şekildedir. Sedir Adası’nın mucizesi bununla da sınırlı kalmıyor, kumlar soda ile tepkimeye girerek çoğalabiliyor ve plajı genişletebiliyor. Eşsiz bir altın sarısı rengine sahip olan bu plaj halen turistlerin uğrak noktalarından biri. Ne dersiniz, en sevdiğiniz alıp Kleopatra Plajına gitmenin sizce de vakti gelmedi mi?
O halde, Sedir Adası’na doğru yola çıkmak için hazırlıklara başlayın. Doğasıyla, tarihiyle ve efsaneleri ile ünlü bu muhteşem ada hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayın.